II. Dünya Savaşını müteakiben yaşanan siyasi gelişmeler sonrası küresel düzeyde silahlı çatışmaların yaygınlaşması, sosyal ve ekonomik açıdan büyük bir yıkıma sebep olmuştur. Çatışma bölgelerinden güvenli bölgelere doğru gerçekleşen insan hareketi büyük göç dalgaları oluşturmuştur. Yaşanan bu gelişmeler üzerine Birleşmiş Milletler harekete geçerek mültecilerin korunmasıyla ilgili çalışmalara başlamış ve 28 Temmuz 1951 yılında “Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi” kabul edilmiştir. Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesine göre mülteci; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen kişi olarak tanımlanmaktadır.
Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi mültecilerin hakları bağlamında üçlü koruma rejimi öngörmüştür. İlk olarak mülteciler; dinsel ibadet ve çocuklarının dinsel eğitimi, düşünsel ve endüstriyel mülkiyet (md. 14),
yargı organları önünde taraf olarak bulunma (md. 16),
ilköğretimden yararlanma (md. 22),
sosyal yardımlar (md. 23),
çalışma koşulları ve sosyal güvenlik (md. 24) hakları kapsamında vatandaşlar ile aynı muamelenin kendilerine sağlanmasını talep etme haklarına sahiptirler.
İkinci koruma rejimi ise ücretli bir meslekte çalışma ile sendika ve dernek hakları konularında, mültecilerin yabancılar arasında en çok gözetilen ulus ilkesinden yararlanma hakkına sahip olmasıdır (md. 15 ve md. 17).
Son olarak ise mülteciler, meslek sahibi olma (md. 18 ve 19),
mesken, orta ve yüksek öğrenimden yararlanma (md. 22/2),
gezi serbestliği (md. 26),
mali yükümlülükler (md. 29),
taşınır ve taşınmaz mülkiyeti hakları (md. 13) bakımından en az öteki yabancılara tanınan ölçüde haklara sahiptir.